Ekran

Ekranı anlamadan bu yüzyılı anlayamazsınız.

Ekran, başka bir yere/zamana ait olanları, veya hiçbir zaman gerçek olmamış varlıkları gösterir. Her gün bastığınız tuşların hareketlerine anlam verir. Sizi, gerçek insanlarla, olaylarla, haberlerle bağlantısı olduğuna inandıran iki boyutlu bir yüzeydir.

Kendi dışında olan biteni emer, kendine benzetir, ışığa gömer. Önem sırasını istediği gibi kurar. Kameranın eksilttiklerini yapaylıkla telafi eder. Savaş haberlerini ve yarışma programlarını benzer fon müzikleriyle süsler, küresel ısınma veya salgın haberlerinin makyajsız sunulmasına izin vermez. Yüzlerce kişinin öldüğü bir çatışmayla herhangi bir filmin dramatik sahnesi ekranda aynı değerdedir. İzleyici birinden diğevideo320_internetwars-061207rine istediği gibi geçer. Her biri kumandadaki tuşlardan veya ekrandaki linklerden ibarettir. Eğer bir savaştan sıkıldıysanız, maçı açabilirsiniz. O dramatik ölümler hayatınıza ekranla girdiği gibi, ekranla çıkıverir. Tek tuşa basmanız, ya da bir başka web sitesini ziyaret etmeniz yeter.

Ekran sinemayı, televizyonu, bilgisayarı ve cep telefonunu mümkün kılandır. Gerçek olmayanın, gerçekten aldığı parçalarla kendini gerçeğe dönüştürme aracıdır. Dahası, gerçek olmayanın, gerçeğin yerine geçmesini sağlayandır. Sunduklarının pozitif ve negatif idealler olduğunu öyle bir aklımıza kazır ki, günlük hayat ekranı taklit etmeye başlar. Kamerayla çekilen hiçbir zaman ekrana olduğu gibi yansıyamazken, izleyenler ekranda gördükleri iki boyutlu görüntüyü hayatlarına taşımaya çabalarlar. Oysa ekranda gördükleri olaylar ve kişiler onların gördüğü şekliyle asla var olmamıştır.

Asla var olmamıştır, o yüzden de ekrandan takip ederek olayları yorumlamaya kalkarsanız, olsa olsa şimdi her konuda karşımıza çıkan kaosa ulaşırsınız. Eğer ekrandan gördüklerinizle kişileri tanımaya çalışırsanız, varacağınız koca bir sıfırdır. Bilgi kaynağınız ekransa, yorumlayabileceğiniz tek şey, gördüklerinizdir.